Hera Büyüktaşcıyan ile Banu Karaca, 1964’te sürgün edilen ressam İvi Stangali’yi ve mülksüzleştirmenin bir tezahürü olarak gayrimüslim sanatçıların üretimlerinin sanat tarihi yazınında görünmezleştirilmesini tartışıyor.
Hera Büyüktaşcıyan, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden 2006 yılında mezun oldu. Büyüktaşçıyan, işlerinde boşluk ve görünmezlik kavramlarıyla, kimlik, bellek, mekân ve zaman ilişkisi üzerinden imgesel bir bağ kurarak yeni anlatılar oluşturur. Sanatçı son işlerinde “yersiz-yurtsuzlaşma” ve “boşluk-yokluk” kavramlarını kolektif bellek içinde sorgulamak için, kent ile benlik ve ötekilik düzlemlerinin arasındaki varoluşsal denge üzerinde odaklanıyor. 2019 Toronto Sanat Bienali'nde Yükselen Sanatçı Ödülü'nü kazandı. Hera Büyüktaşçıyan, Belles Artes, Filipinler (2018); Delfina Foundation, Londra (2014); Villa Waldberta, Münih (2012–13); AIRDrop, Stockholm (2012); PiST/// Disiplinlerarası Proje Alanı, İstanbul (2012); Yerevan Arts and Cultural Studies Laboratory ACSL, Erivan (2011) misafir sanatçı programlarında yer aldı.
Banu Karaca, politik antropoloji, sanat, estetik ve kültür politikalar ile feminist hafıza konusunda çalışan bir araştırmacı ve akademisyendir. Sanatta sansür, müzeler, cinsiyet ve görsel okuryazarlık ile sanat eserlerin iadesi konularında makaleleri olan Karaca, aynı zamanda The National Frame: Art and State Violence in Turkey and Germany [Ulusal Çerçeve: Türkiye ve Almanya’da Sanat ve Devlet Şiddeti] (2021) başlıklı kitabın yazarı ve Women Mobilizing Memory (2019)’nin [Hafızayı Harekete Geçiren Kadınlar] ortak editörüdür. Türkiye’de sanatta sansürü belgeleyen Siyah Bant’ın kurucularından olan Karaca, şu sıralarda Forum Transregionale Studien, Berlin ve European Research Council desteğiyle, yağmalanmış ve mülksüzleştirilmiş sanat eserlerinin Türkiye ve Avrupa’nın süregiden şiddet tarihlerinde sanata dair akademik ve yasal bilgi üretimini nasıl şekillendirdiğini üzerine çalışıyor.
Show More
Show Less